Ana içeriğe atla

Ofis Krallığı Bölüm 4: Aşk...(Part I)


Krallıkta yeni misafirlerin telaşı vardır. Kral, Süslü Kaplumbağa' ya "Yeni misafirlerimiz gelecek, hazırlık yapın" diye buyurur....

Tabi Kralın ve Kaplumbağa' nın, Keloğlan' ın kendilerini dinlediğinden haberleri  yoktur...

Keloğlan, bu haberi hemen ahaliye duyurur... 

Herkes, gelecek misafirler hakkında hayal kurmaya başlar. Kurbağa, olaya, "Lezzetli mi acaba?" diyecek kadar aç gözlü yaklaşırken, Zürafa, "Boyu boyuma uygun olsa bari" diyerek daha romantik hayallere dalmıştır.

Uğur böceğinin tek dileği, peşinde olan Kurbağa'dan kurtulmaktır. O yüzden gelen misafirlerin Kurbağa'nın ilgisini çekmesi için dua eder.

Bizim şirin Domuzcuğumuz ise, "yakışıklı bir domuz olma ihtimali var mı acaba?" diye geçirir içinden.

Bu arada yeni misafirlerimiz olan, Dişi Kurbağa ve Fil, krallığa yaklaşmaktadır. Aralarında meraklı diyaloglar geçer. Fil, "Acaba nasıl bir yer" diye merak ederken, Dişi Kurbağa, "partileri meşhurmuş" diyerek heyecanını dile getirir.

Sonunda misafirlerimiz krallığa ulaşır ve halk ile tanışır...

Herkes birbiri hakkında çeşitli düşüncelere dalmıştır. Dişi Kurbağa, Kurbağanın ona bakışından rahatsız olmuş, "neden bana öyle bakıyor ki?" düşüncelerine dalmıştır. Bu arada Domuzcuk, yanındaki Kozalağa "Dövmesi mi var bunun?" şeklinde meraklı bir soru sorar. 

Bu hengamede kimsenin Kurbağa' nın içinde kopan fırtınadan haberi yoktur. Bizim Kurbağamız, Dişi Kurbağa' ya sırılsıklam aşık olmuştur...

- 4. Bölümün Sonu -

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu