Ana içeriğe atla

Böyle Geçti Günler...


Uzuuunn zaman oldu yine. Araya bayram tatili de girdi tabi. Dönüşü de çok yoğun bir iş temposu derken haftanın ortasında post yapacak zamanı buldum :)

Bu bayram Ankara'daydım. Tembellik, dinlenme, gezme, okuma, sinema, çizim ve puzzle ile geçti günlerim. İyi de oldu. 

Akvaryuma gittik önce, anemonlara bayıldım mesela (Bkz. İlk foto)
Sonra doğal ortama gidelim dedik. 
Mogan gölüne gittik ama açıkçası vasat buldum. Belki bayramın tenhalığı... bilemiyorum...








 Bir şeyler çiziktiriyorum şu ara. Bakalım nasıl olacak... !!!


Sadece iki puzzle yapmakla kalmadım. 
Evde yaptığım bir sürü puzzle ı da çerçevelettim. Aferin bana. 


 Yeni kitapcıklarım da geldi ama önce elimdekiler bitecek...


 Lübnan'dan gelme nefis bir şarap eşliğinde puzzle yapmak.... 
Sonra neden parçaları bulamıyorum diyorum.. :))



Tanrıların hamlelerini okumak çok zevkli....




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu