Ana içeriğe atla

Homo Deus


En son söylemem gerekeni başta söyleyeyim.... Beynim Yandı. 

Homo Deus öyle güzel lanse edildi ki, kesinlikle çok farklı beklentilere girmiştim bu kitap hakkında. İnsanlığın geleceğine ait geniş bir hayal gücü ile kurgulanmıs bir distopya bekliyordum. Belki güzel bir olay örgüsü ile harmanlanmış olabilirdi mesela. Ama kitap hiç de beklediğim gibi çıkmadı. Çok fazla bilgiyi, derleme bir şekilde, hem de bazen sürekli tekrarlayarak beyni yakan bir kitap olmuş. 

Ha kitap hiç mi bilgi vermiyor geleceğimizle ilgili? veriyor tabii ama öyle ki, sürekli atıflar, tartışmalar vs.  kendimi bir makale okuyormuş gibi hissettim. Ya da 20 bölümlük bir belgeselin dış sesiymişim gibi. Belki de sorun bendedir, fazla beklentiye girmişimdir. 

Kendi adıma yeni şeyler öğrendim tabii. Kitap kesinlikle boş değil. Sadece beklediğim gibi değildi. Geleceğe dair çizilen tablo da fazla karamsar geldi bana. Bir de yazarın  biraz dikte bir tarzı vardı sanki. Kendi fikirlerini fazla baskın bir şekilde dile getiriyor gibiydi. 

Neyse sonuçta merak ettiğim bir kitaptı, okumuş bitirmiş oldum. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu