Ana içeriğe atla

Incognito : Beynin Gizli Hayatı




Okuduğum en etkileyici kitaplardan birisi oldu Incognito. Zor bir kitaptı aynı zamanda. Zira bazen okuyup sindirmek için molalar verdim. Bizden başka bir bizin, içimizde, beynimizde, tecrübelerimizde, genlerimizde nasıl dolaştığı, nasıl etkilendiği, bizi nasıl etkilediği anlatılıyor. David Eagleman, çok zor konuları resmen bizim seviyemize inerek anlatmış. Bu kitaptan sonra kötü davranışlarda bulunan insanlara karşı konuşurken iki kere düşünüyorum. Var zannettiğimiz çoğu şeyin aslında olmadığı, yok dediklerimizin ise olduğu... Şeytanlık dediğimiz bazı eylemlerin altında yatan nedenin sadece biyoloji olduğunu anlatıyor kitap. Çeşitli suç olaylarına bir de bu açıdan yaklaşıyor. Çok farklı bir kitaptı cidden. Ara ara tekrar açıp okumalık... Aşağıda bazı beğendiğim kısımlar var. Biraz beyin yaktığı doğrudur :)

"Çevrenizin farkına, ancak duyusal girdilerin, beklentilerle çeliştiği zamanlarda varırsınız..."

"Kendi eylemlerinizle sonuç duyumlar arasında geliştirdiğiniz bu öngörülebilirlik durumu, kendinizi gıdıklayamamanızın da nedenidir aynı zamanda...... İlginçtir ki şizofreni hastaları kendilerini gıdıklayabilirler. Bunun nedeni, motor hareketlerle, sonuç duyumların doğru biçimde sıralanmasını engelleyen bir zamanlama sorunu yaşamalarıdır. "

"Birçok hayvan haklı biçimde zeki olarak nitelendirilse de insanlar, zekalarının esnekliği ve nöral devrelerini eldeki işe uyarlayabilme becerileriyle onlardan ayrılırlar. "

"Duygusal ve akılcı sistemler arasında bir dengeye ihtiyaç duyulur ve bu denge doğal seçilimin sonucunda beynimizde zaten optimize hale getirilmiş olabilir. Başka bir ifadeyle, iki parçalı bir demokrasi belki de tam ihtiyacımız olan şeydir; herhangi bir parçanın kontrolü ele geçirmesi kesinlikle daha az verimli ve daha az etkili bir sistemle sonuçlanır."

"Genlerle çevrenin karmaşık etkileşimi, toplumdaki her bir kişinin farklı bakış açısına, farklı kişiliğe ve karar verme konusunda da farklı becerilere sahip olması sonucunu getirir beraberinde. Bunlar insanların özgür iradeyle yaptıkları seçimler değil, yalnızca oyunda önlerine düşen kartlardır."

"İnsan, nasıl olur da kendine öfkelenebilir? Bu durumda tam olarak kim kime kızar?

" Beyinlerimiz anlaşılacak kadar basit olsaydı, bizler onu anlayacak kadar akıllı olamazdık"





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu