Ana içeriğe atla

Tarih Sümer'de başlar


Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı "Tarih Sümer'de Başlar". Yıllardır kütüphanemde duruyordu ama bir türlü cesaret edemiyordum. Çünkü yapımı biliyorum. Bir girersem bu konulara bir daha çıkamayacağım.  Geçenlerde Gılgamış Destanı'nı okuyunca Bu kitabı artık okumanın zamanı geldi diye düşündüm.  Aslında bir yandan iyi yaptım,  bir yandan da korktuğum başıma geldi. Çünkü bunu okuyunca artık hep Sümerlerle ilgili bir şeyler okumak istiyor insan. Ama şu an sırada bekleyen farklı konularda farklı kitaplar var. Bu iş için ayrıca zaman ayırmak gerek.  

Kitaba gelince çok güzel derlenmiş çok ciddi konuları, sıkmadan kısa kısa anlatan bir kitap olmuş.  Aslında her şeyden biraz var ve ustaca kurgulanmış. Biraz da tabi haliyle yüzeysel geçilmiş. Çünkü bu konular çok derin. Detaylı anlatmaya bir kitap kesinlikle yetmez. 

Kitabın en büyük handikapı 1950'ler 1960'lar arasında çıkmış olması. Haliyle o zamandan bu zamana teknoloji ve bir çok şey gelişti. Belki yeni tabletler bulundu, belki tabletlerin anlamları değişti. O yüzden kitap bilgiler açısından eski olabilir.  Sadece merakımı daha da körükledi diyebilirim. Bir de insanoğlunun bazı kavramları ilk kez kullanması, ilk espriler, ilk atasözleri, ilk destanlar... okumak farklı bir duygu.  Bir çok kutsal kitabın kaynağı... Çok etkileyici bir kitap. Bence herkesin okuması gerekiyor.


Bu simge özgürlük anlamına geliyormuş. Hatta yazılı tarihte ilk özgürlük ifadesi imiş. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu