Ana içeriğe atla

Ürdün : Amman



Üç hafta önce ansızın bir Amman yolculuğu yaşadım. Gerçekten ansızın oldu. Sabah öğrendim akşam havaalanindaydım. 3 günlük bir geziydi. Her günümüz iş toplantısı ile dolu olduğu için çok gezemedik tabii. Gönül isterdi Petra' yı görmek ama mümkün değildi. Yine de ucundan azıcık gezebildik. Ölü Denizi gördüm. Antik tiyatroyu gördüm. Biraz da sokaklarını. Kültür olarak bize yakınlar zaten çok yabancılık çekmedik. Su konusunun bu kadar sıkıntılı olduğunu bilmiyordum. %80 i çöl olunca mantıklı gerçi. Bazen evlere haftada 2 gün su veriliyormuş. 







Mimarisini beğendim aslında. Ülkeye özgü beyaz bir taş kullanılıyor hemen hemen her binada. Bu da bir düzen sağlıyor. Amman tepelerden oluşan bir şehir olduğu icin de bu benzer binalar basamak basamak güzel görünüyor. Her yerde olduğu gibi burada da şehrin eski kısmı ve yeni kısmı var. Antik tiyatro şehrin eski kısmında. Tıpkı Ankara'daki Ulus gibi. Yemek kültürleri bize yakın. Bol bol humus yedim. Tatlıcıları çok meşhurdu. Her yerde tatlıcı vardı. İlk kez bir otelin girişinde x-ray den geçtim. Bu da böyle bir anımdır:)














Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu