Ana içeriğe atla

Kibele Derken??


Daha önceki postlarda belirtmiştim; Ana Tanrıça kültüne merak saldık bu ara ve onun kutsal meteoruna. Bunun için başlangıç olarak Çatalhöyük'ü seçmiş Konya'yı gezmistik. Konya gezisi öncesi de Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne gitmis, konu ile ilgili heykelleri incelemiştik. 



Ana Tanrıça kültü tarih boyunca bulunduğu coğrafyaya ve inanışa bağlı olarak isim değiştirmiş. Kimi Kibele demiş, kimi Kubaba, kimi İnanna, kimi de Artemis. 

Bu isimlerin biraz da olsa Konya'da bilinir olduğunu düşünüp bir hediyelik eşya dükkanına girdik ve Kibele heykeli sorduk. Adamın bize tepkisi "Kibele derken?? " oldu. Belki kişisel olarak merak etmemiş olabilir dükkan sahibi ama sırf ekonomik amaçla, kâr etmek için bile olsa birazcık bulunduğu topraklar hakkında merak edip araştırsaymış keşke:/...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu