Ana içeriğe atla

Jekyll & Hyde


Hayko Cepkin'in bu müzikaline aylardır gitmek istiyordum. Sonunda iyi bir yerden biletimizi bulduk ve heyecanlı bir şekilde gittik. Şovun belirli kısımlarına belli ki çok emek sarf edilmiş, büyük prodüksiyondu ancak ses felaketti. Kimi mikrofonlar çalışmadı kimisi de patladı. Çok kötüydü. Sanırım salona özgü bir şeydi. Provalarda farketmemeleri ilginç. Hayko süperdi, gerçekten çok iyidi... Bazı görseller, özel videolar ve ışık efektleri ile o iki karakter arası geçiş çok iyi verildi. Sesin bu denli kötü olmasına rağmen bazı şovlar gerçekten etkiledi beni. Üzüldüm biraz bu denli emek harcanan bir şovda ses gibi önemli bir noktayı çözememelerine. Oyun arası herkes rejinin olduğu yere inip sesten şikayetini belirtti. Sanırım kimileri bilet paralarını geri istedi. Ben modumu bozmak istemedim ve belli ki iyi tasarlanmış bu şovun alabildiğimce iyi noktalarını almaya çalıştım. 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu