Ana içeriğe atla

Pis tırtıl, hain tırtıl...

Çocukluğumuzun tekerlemesiydi, "Pis tırtıl, hain tırtıl, yeme dedim yaprakları kıtır kıtır". İşte tekerlemenin kahramanı tırtılı yakaladım geçen gün. Hem de suçüstü. Aslında soruşturmam çok öncelerden başlamıştı. Güzelim gül ağacının yapraklarındaki delikleri görünce zanlıyı yakalamak için seferberlik ilan ettim. Yağmur çamur demeden söz konusu ağacı takibe aldım. Ve sonunda onu buldum.

Öylece yaprağın üzerinde duruyordu. Tabi bu onu suçlu yapmayacağı için sakince bir sonraki hamlesini bekledim. Suçüstündeyken görüntülemem çok önemliydi.

Bir başka gün daha hareketliydi ama yine de net delil değildi. Bekledim....bekledim...


Yapraklara verdiği zarar çok büyüktü. Ama bir türlü ona engel olamıyordum. Üstelik yüzünü de net çekememiştim :/ Umutsuzluk, öfkeye karışmıştı, pes etmek üzereydim.


Derken, ansızın onu yakalamayı başardım. Ha ha haaayyt naberrrrr :) Kaçarmı benden beeeee...Bittin sen tırtıl. Yatacak yerin yok artık... :) ıhım ıhım. Evet gördüğünüz gibi acımasızca oymaya başlamış gül ağacının yaprağını. Yeme eylemini gerçekleştiriyor şu anda. Kesin kanıt :)))


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu