Ana içeriğe atla

Ordan Burdan...



Son iki haftada birkaç şey biriktirdim... Biraz ordan... Biraz burdan...

Bonzaileri tohumdan yetiştirmek gibi bir çılgınlığa giriştik. 
Uzun yıllar sürmesini umduğum bu yolculukta şimdilik her şey yolunda... 


Avni'nin kahve ile imtihanı...:) 


İki yıldır merak ettiğim bir oyunu izleme heyecanı (Özel postu gelecek)... 


Yolda yürürken etrafa bakmanın faydaları... İlk fotoğrafın ağacı..


Kuğulu Park'ta kafamı kaldırınca gördüğüm... 


Yorucu bir iş günü sonrası sürprizi...  


Tam da istediğim mavi...


Batman forever nidaları ile girip, değişik duygularla çıktığım bir film. 




Yorumlar

  1. Fotoğraflar harika, hayvan çiftliği hafızalardan silinmeyecek bir tiyatroydu. Çok beğenmiştim ben de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :). Oyunu ben de çok çok beğendim. Sürekli belirli tiklerle oynamak çok zordur ve oyuncular bunu çok iyi yaptı.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu