Omaha


Amerika yolculuğumuzun asıl durağı Omaha idi. Çünkü iş için geldiğimiz kongre Omaha' daydı ancak buraya direkt uçuş olmadığı için Denver' dan düştük yollara ve araba ile geldik ki bu yolculuk kısmı da çok eğlenceli idi benim için. Daha küçük bir şehir olmasına rağmen Omaha' yı Denver' dan daha çok sevdik. Daha güzel şeyler yedik, daha sıcak bir havası vardı, ortam ve insanlar daha samimiydi. Eğlenceliydi. Kaldığımız ev hem çok iyi bir yerdeydi, hem de ev çok iyidi. Tipik bir Amerikan evi. İki katlı, yapısı itibariyle tüm adımları duyabildiğiniz, kartondan yapılmış gibi ama güzel bir evdi. Bulunduğu mahalle de çok iyidi. Bir sabah yürüyüş yapma fırsatımız oldu. Evden çıkınca hemen bir yürüyüş parkı var. Ayrıca merkeze de çok yakın. Ancak çok fazla sincap vardı. İnsanlara çok alışkınlar ve hiç kaçmıyorlar. Bizdeki kediler gibi. Biz yine de evin kapısını açık bırakamadık her an sincap girebilir diye. 








Glütensiz yemek ararken bulduğumuz Good Lookin' nefis bir yerdi. Bir daha gidersek kesin orada yine bir şeyler yiyeceğim. Şehir Merkezinde The Old Market denen daha turistik bir yer vardı. Eski binaların restore edilip, kafelere ve dükkanlara çevrildiği bir yer. Güzeldi ama küçüktü. Orada Spagetti Works' de yediğimiz makarna ehhh işte. Şehrin dışında Waterloo köyünde bir steak house vardı ki. Çok çok iyidi. Farmer Browns Steak House. İnanılmaz biftekler vardı. Fotoğrafını çektim ama ben o kadar cesur değilim, daha normal boyutta ve normal görüntüde bir biftek yedim. Bifteği ve şarabı nefisti. Yol boyunca gördüğümüz "gezen angus" ların tatları nefisti. Ahh güzel ülkem sen ne hallere düştün. Biz memleketimizde böyle etler yiyemiyoruz ardık. Neyse demem o ki Omaha bizi güzel doyurdu. 









Bizim için en güzel şeylerden biri tam da istediğimiz gibi bir kitapçı bulmamız oldu. Jackson Street Booksellers, içinde kaybolabileceğiniz bir kitapçı. Sanat kitaplarının olduğu kısımdaki tüm kitapları almak istedim ama hem madden hem de ağırlık açısından öyle bir şansım yoktu. Binlerce eski kitap arasından 1880 basımı "Robinson Crusoe" ve 1910' larda basılmış Jules Verne "From The Earth To The Moon" kitaplarını çok ucuza aldım. Elimde böylesi kitapları tutmak içimde farklı bir his uyandırdı ve hoşuma gitti. Sanırım gittiğim her yerden eski kitap toplayacağım. 



Halloween' da Amerika' da olmanın güzel yanı ise nefis süslenmiş evler görmemiz oldu. Basit süsler de vardı ama bazı evler vardı ki çok emek harcamışlar bu işe. Çok güzel bir gelenek ve insanların bu geleneğe böylesine bağlı olması daha da güzel. 

Ve Bob Kerrey Pedestrian Bridge. Biz bir yolculukta iki eyalet göreceğiz derken bu köprüde resmi bir Iowa sınırı ile karşılaştık. Oraya da adımımızı atmış olduk. Bir gezi üç eyalet :)



Tabii ki Omaha günleri de sanatsız geçmedi ve nefis bir müze olan Joslyn Art Museum ile bu gezimizi sonlandırdık ki bu müze de farklı bir postun konusu. 

Omaha' dan aklımda kalanlar bunlardı. Çok güzel günler geçirdim. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Sid' in İntikamı...