Ana içeriğe atla

Gel de fark at ...:)


Beşiktaş, UEFA Avrupa ligi, ön eleme maçında Faroe Adaları'nın takımı Vikingur ile eşleşti. Çok kolay (!) bir rakip gibi görünüyor. Gerçi bu futbol sonuçta korkmak ve ciddiye almak gerekiyor. Diyelim ki çok kolay bir rakip, gene de Kartal'ımın bu takımı rencide edecek bir skor almasını istemem. Garantiye aldığımız yerde durmamız gerek çünkü bu takım oyuncuları çok mütevazi. Mücadeleleri de saygı duyulacak cinsten.

Takımda birisi kaptan olmak üzere iki Beşiktaşlı var :) o derece yani..... Size aşşağıda, Vikingur Takım Kaptanının kuradan sonra bir Türkle yaptığı yazışmayı aynen iletiyorum. Siz karar verin..Bence Beşiktaş Taraftarı şimdiden bu takıma bir güzellik hazırlıyordur :)

"Merhaba; Kurada Beşiktaş ile eşleştiğimizi öğrenince hem heyecanlandık hem de çok mutlu olduk. Elbetteki sizler asıl favori olansınız ama bu bizim gibi amatörler için belki de karşımıza hayatta ancak bir kez çıkabilecek bir tecrübe demek. Beşiktaşı daha önce gerek şampiyonlar ligi gerekse de uefa kupası maçlarında tvden izlediğimiz kadar biliyoruz. Takımınızın yıldızları ile tanışacak olmak bir onur; bu yüzden İstanbulda oynamayı heyecan içinde bekliyoruz ama elimizden gelenin en iyisini yapmak ve Beşiktaşın yıldızlarına zorlu bir mücadele içinde geçirecekleri maç sunmak istiyoruz. Vikingur takımını ve gündelik yaşamını sizlere şöyle özetleyebilirim; Haftada 40 saat çalışıp bazen 4, bazen 5 gün olmak üzere genelde akşamları saat 6 ila 8 arası idman yapan işçileriz bizler. Yarı profesyonel ve amatörlerden oluşan bir takımız. Benim gibi bankada çalışanından, fabrika işçilerine kadar ve hatta hala eğitimine devam eden öğrencileri de barındıran bir takım.

Toplam nüfusu ikibin olan birbirine yakın iki köyün takımları GÍ Gøta ve Leirvík ÍFin iki yıl önce birleşmesi sonucu Vikingur olarak doğduk. Bu kulüpler küçük kulüplerdir ama özellikle GÍ Gøta gurur duyulacak bir geçmişe sahiptir ki Faroede altı şampiyonluk kazanmıştır. Fakat Vikingur daha ilk günden itibaren tam anlamı ile bir başarı hikayesidir çünkü kulüp mümkün olduğunca yerel sporcularla hayatta kalmak istiyor. Asıl amacımız her zaman için yerel oyuncuları kazanmaktır. Beşiktaş maçını başarı ile geçmenin bizler için büyük bir hedef olduğunun farkındayız, hatta çok büyük bir hedef. Fakat avrupa liginde Faroe futbolunu temsil edecek olmanın gururunu yaşıyoruz. Futbolu seven, forması için kalpten mücadele edecek olan bir grup işçi olan biz amatörler için bu durum muazzam bir şey.

Bizler şu an Beşiktaş gibi uluslarası saygınlığı olan bir takıma karşı oynayacak olmanın önceliğine sahibiz. 30 bin kişilik bir kalabalığın önünde oynama şansına sahip olmak bir çoğumuz için rüyanın gerçek olması gibi bir şey. Özellikle de dünyaca ünlü olmuş Çarşı gibi bir taraftar topluluğunun olduğu kalabalığa oynamak Sıcak karşılanacağımızdan ve bu çok çalışan, yıldızı olmayan ama tıpkı sizler gibi futbolu çok seven biz amatörlere karşı saygı ile yaklaşılacağından şüphemiz yok. Takımım adına şunu söylemek isterim ki bir an evvel İstanbulda olmayı gözlüyor ve sizleri de ikinci ayakta Faroe Adalarına bekliyoruz. May the best team win ! İyi olan kazansın ! "






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu