Ana içeriğe atla

Hareket halinde...



Son tatilimde fotoğraf çekme manyaklığım yollarda başladı. Gündüz yolculuğu yapıyor olmanın verdiği mutlulukla durmadan fotoğraf çektim durdum (kendi içinde çelişen bir cümle mi oldu bu???). Hareket halindeyken tabi ki çok zor güzel görüntü yakalanıyor ama bir kaç güzel kare yakalamayı başardım. Zaten malzeme de iyi; Toros Dağları ve Konya Ovası :) Çek çekebilirsen. Otobüs güzel manzaralarda duraydı iyidi ama buna da şükür.  Zaten gökyüzü mükemmeldi. Resmen bana kalbini açtı. Fazla nankörlüğe gerek yok.

 Teoman' ın yollar diye bir şarkısı vardı sanırım


 Gökyüzü bana kalbini açtı :)


 Konya ovasının uçsuz bucaksız görüntüsü...


 Mola yerindeki ilginç bank da fotoğraflarım arasında yer buldu.


Derinliğe bakar mısınız


Fabrikalar bir tek bana mı fotojenik geliyor acaba?


 Toroslar...


Tepedeki ev....


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu