Ana içeriğe atla

Günaydın


Son zamanlarda yaşadığımız manik-depresif günlerin beyaz yüzü mizahtı. Hergün haksızlığa uğrayanlarla canımız yanarken, ertesi güne uyanabilecek gücü mizahtan aldık. En karanlık anda bile gülecek bir nokta, bir ses, bir yazı görebildik. İlerde eminim bunun onlarca kitabı çıkacak. Bugünler saniye saniye tarihe not düşülecek. Ama olaylar durulduktan sonra, bunları sakin ve sağlıklı kafa ile derlemek çok kolay. Zor olan mizah dergilerinin yaptığı gibi olayların tamamını, komik ve güncel bir şekilde haftalık yayınlamak. Ve ben ne kadar özlemişim isyanımı esprilerle yapmayı. Uzun zamandır mizah dergisi almayan ben, "tüh geçen sayıyı kaçırdık" dedim.


Öyle bir süreç ki bu yaşadığımız, sadece çevre için, özgürlük için, haksızlık için yapılan şeyler değil bunlar. Kendimize dönüp, unuttuğumuz, yanlış yaptığımız, kandırıldığımız noktaları bir bir bulup açığa çıkarma adına da ciddi ciddi paylar çıkaracağımız bir süreç. Bir nesil geldi ve dürttü bizi. Biz de ne kadar çok uyumuşuz arkadaş. Herkese günaydın :)

Ben de kendi çapımda ufak bir not düşüyorum evime. 
Sürpriz....ama tahmini zor olmasa gerek :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu