Ana içeriğe atla

Zafer Bayramı



Gecikmiş bir post yazacağım şimdi. Madem güzel şeyleri yazıyoruz bu tip şikayetleri, olumsuzlukları, kişisel hataları da yazmak lazım. 

Her yıl doğum günüm olması nedeniyle daha da özeldir benim için Zafer Bayramı. Ama böylesi günlerde  Anıtkabir'e gitmesek daha mı iyi bilemedim. Resmi Tatil olduğu için özellikle Anıtkabir'in resmi sitesine baktım evden çıkmadan önce. Ziyaret saatlerinde değişiklik görünmüyordu. Bizde çıktık gittik ama ne görelim. Kapıda bir sürü insan, genci, yaşlısı bekliyor. Neden?.. Protokol gecikmiş. İçeride işleri bitmemiş. Ziyaretçi alamıyorlarmış. 2 saat bekledi insanlar. Hadi neyse dedik. Ama eve dönüş ayrı bir eziyet oldu.




Yolların protokol ve resmi geçit nedeniyle büyük bir kısmının kapalı olması ciddi bir mağduriyet yarattı. Ulaşım aracı bulmak isteyen insanlar uzun bir yolu yürümek zorunda kaldı. O gün yaklaşık 12 km yürümüşüzdür. Sonunda dolmuşu gördüğümüzde çölde su bulmuş gibi sevindik. Eve gittiğimizde bacaklarımız tutmuyordu.

Kabul bizim hatamız da oldu. Valilik ve belediye sitelerine de bakmalıydık. Tamam resmi bayramlarımızı da kutlayalım doya doya ama daha organize bir şekilde olursa daha mutlu olacağım. Yine de Ata'mızın huzuruna çıkmak çok güzeldi...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu