Ana içeriğe atla

Çiçekler...

Ben sevdim bu fotoğrafçılık işini :) İçimdeki tembel Özlem harekete geçerse inşallah bir kursa da gideceğim. Kendimde ışık görüyorum :p. Aslında öyle çok kendini öven bir yapım yok, övülmekten bile rahatsız olurum ama eğer bir şeyi güzel yaptıysam, yüzümde bir gülümseme oluşmuyor değil. Hayrına bir de gökten güzel bir fotoğraf makinası düşerse pek bir şanslıyım demektir.

Tamam buldum, Truman Show daki gibi gökten spot ışığı değil de fotoğraf makinası düşsün. Truman gerçeği aramaya koyulmuştu. Ben de hayallerimi arayayım :) Dilemek bedava değil mi nasıl olsa. Diledim gitti.. :)


Fırından taze çıkmış bir fotoğraf bu. Daha bu sabah çektim. Baharda size bahsettiğim değişimine tanık olduğumuz yeşil alanlar, yazın ortalarında böyle kuruyor işte. Ve tam da bu zamanlar dayanıklı olanlar hayatta kalıyor. Hayatta ve renkli. Böylesi hafif dikenimsi ama dayanıklı çiçekler ve kaktüsler daha çok hoşuma gidiyor benim. Ki bu çiçek hem çok güzel, hem dayanıklı..Ne kadar şanslı...


Bu da aynı alandan çekilme bir çiçek ama aldanmayın o arkadaki yeşilliğe, onlar suni çim. Bu arkadaş biraz kaçak yetişmiş orada. Özgürlükçü bir yapısı var, ne yapalım, onu da öyle kabul ettik :)



Ve zon zamanlarda en çok beğendiğim fotoğrafım bu. Şimdi bu çiçeği tek başına çeksem belki gözüme bu kadar güzel görünmezdi. Ama zemindeki kot kumaşı ne güzel bir zıtlık oluşturmuş değil mi ? (Daha kursa gitmeden, öyle zıtlık mıtlık başladım sallamaya, hayırlısı). Bir kere daha demiştim sanırım, kaldırım çiçeği konusunda. Bir şeyi güzel yapan sadece kendisi değil aynı zamanda etrafındakilerdir de. Belki de çokça etrafındakilerdir. Zemin, ışık, mevsim....

Felsefede de böyle bir şey vardı değil mi. Aslında sandalye yok ışık var diye düşünüp durmuştu eski filozoflar :) 

Hayat da öyle değil mi? Tek başına nasıl güzel olabilirsin ki?  Birileri ile kıyaslanman, birileri ile zıtlık oluşturman, birileri tarafından farkedilmen, etrafının ışığı, kimi zaman etrafının karanlığı gösterir seni (Bu konu buralara nasıl geldi.. ???? ).

Neyse önemli bir selamı çakmadan bitirmem arkadaş ben bu postu. Bu resimde bana kot pantolonu ile "kocaman" destek veren arkadaşıma da selamlar olsun. Bak şimdi ben burdan, sen o kotu giyecektin de, o çiçeğin yanına oturacaktın, çekeceğim varmış işte o fotoğrafı diyerek postun boyutunu değiştirirdim ama ne gerek var. Olan oluyor, her şekilde... :D



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu