Ana içeriğe atla

Gülümse...


Bugünün Pazartesi olması buna engel değil, erken kalkmış olman da. Yalnız olman, ayrılmış olman, kavga etmiş olman da. Hepsi hayatın içinde olan şeyler, hepsi yaşadığını gösteren şeyler.

Yapılacak işler var. "Ayşe hanım aranacak", "Pirinç alınacak", "Sevda' nın doğum günü", "Sevginin tam zamanı" :)...Vardır illa ki ertelediğin, unutmaman gereken bir şey, hareketlen ve yap.


İki üç cümle yaz bugün. Varsın saçma olsun. Sevdiğin kitaplardan bir kaç cümle. TV de gördüğün bir şey. Bak ben mesela bilmem ne tarihinde bir not almışım "Mutluluğun formülü, gerektiğinde önemsiz şeylerle meşgul olabilmektir" ...


Yeni bir kitaba başla...


Gül ki, yüzünde güller açsın


Bugün belki "O" gündür. Hayatının yönünün değişeceği gündür.


Eminim etrafında buna dair bir sürü işaret olacaktır.
Sen yeter ki gör. Arama, bırak karşına çıksınlar.


Hayat denen yol, dikenlerle dolu olsa bile onların da güzel bir yanı var emin ol.


Sen yeter ki gülümse. At içinden kızgınlıklarını, kırgınlıklarını. Anlık üzüntüler tabi ki olacak ama hayat bu kötü şeyleri içinde tutmak için hiç de uygun bir platform değil. Aşırı yükleme de çöküyor işte. Sil kullanılmayan dosyalarını. Bakma orada o dosyaların göründüğüne. Çoğunun içeriği 0 KB. 

Üzülecek, somurtacak çok şey var. Ama somurtmanın iyi geldiği hiçbir şey yok. Elinde bir silah var. Öldürmüyor ama çok güçlü. Böyle bulaşıcı bir şey. Sende başladı mı etrafındakilere de sıçrıyor, büyüyor. Ulaşılması için ruhsata falan da gerek yok. Sadece İyi düşünmen yetiyor. Kuşan silahlarını hayata karşı, iyi düşün ve GÜLÜMSE.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu