Ana içeriğe atla

Değil mi?


Evet, şunun bilincine varsak, aslında zaman zaman varıyoruz da, her zaman bu bilinci açık tutsak, bir çok dert bize çok küçük gelecek, eminim..."Hayat En Güzel Hediye". Böyle pozitif düşünmek için de çok uygun bir dönemdeyiz aslında. Baharın ilk günlerini yaşıyoruz. Bu kez hava da kabul etti sanırım durumu, bize kötü bir sürpriz yapmayacak gibi... Ben de bu hafta sonu bahar günlerine çok uygun bir film izledim "Spring, Summer, Fall, Winter...and Spring"... Bir uzak doğu filmi. Mükemmel görselliği olan bir film. Söz konusu mevsimler sadece iklimleri değil, bir insanın hayatı boyunca geçirdiği dönemleri de anlatıyor aynı zamanda.. Doğarız, eğlenir ve öğreniriz, ümitsizliğe kapılırız, karamsar oluruz...sonra bu durumdan kurtuluruz, her şeyi sakince kabul ederiz. Sessizce mücadele ederiz...Hepimiz için geçerli değil mi bu? Haydi bu bahar hepimizin yeniden doğuşu olsun...






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu