Ana içeriğe atla

İstanbul...


Hafta sonu günübirlik İstanbul yolculuğum vardı demiştim ya, gittim geldim bile. Zaman nasıl geçti, hala inanamıyorum. Rüya gibi geçen bir gün...Bir baktım dönüş uçağına binmişim bile. Çok eğlendim, çok yoruldum ama gittiğime değdi :)

Ciddi ciddi gidiyoruz ha... 


 Reklam afişi için tekliflere açığım...


 Kapalıçarşı beklediğimden çok çok daha büyük bir yermiş, çok sevdim.


Koskoca Sultanahmet meydanından çeke çeke bunu çektim. Çok yetenekliyim, kabul...


 Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi' ne bayıldım. Edebiyata ilgili insanlar için eşsiz bir yer. Mimarisi, dekorasyonu ve içinde her an bulunabilecek bir etkinliği ile harika. Sakince gelip kitabınızı okuyabilir, ünlü yazarların dökümanlarına bakabilirsiniz. Bir ipucu, topuklu ayakkabı ile gitmeyin :)


Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi' nin içi....


Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında... :)


Eminönü'nden bakış...Misafir bir martı eşliğinde...


 İstikal Sokakları, gözümü alamadığım binalar, "Bu bina güzelmiş" ,"Bu da güzelmiş", 
"Vay binaya bak" nidaları...


 Şu postumda inşallah gerçeğini çekmek de nasip olur demiştim...Oldu :)


 Maalesef içeri giremedik. O gün nikah varmış. Parmaklık arasından da anca bu kadar...


Gerçekten hayat var. Bilhassa Ortaköy'de.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu