Ana içeriğe atla

Kont Dracula !!


Dün ilk kez bir bale izledim. Kont Dracula...
İlk gitmenin verdiği hevesten mi, bir şeyleri beğenme katsayım yüksek olduğundan mı, yoksa gerçekten çok iyi bir gösteri olduğundan mı bilinmez ama çok çok beğendim. Orkestra, dekor, kostümler ve tabii ki o zarif bedenleri ile dans eden baletler ve balerinler... Her şey çok güzeldi.
   
Açılış sahnesi perdeden akan kanlarla başladı ve olması gereken gerilim havası, gerek müziklerle, gerekse de kasvetli gotik dekorlarla anında sağlandı. Özellikle ilk perdede, vampirlerin tabutlardan çıkıp Kont Dracula' nın evine gittikleri sahnedeki mizansen, kar yağışı, sisler, koreografiler muhteşemdi...  Önce bir kaç tabut açılıyor. Eşlik eden gerilim müziği harika...Fonda koyu mora çalan bir gökyüzü ve harika bir kar efekti var. Vampirlerimiz tabutlarından çıkarken etrafı gizemli bir sis de kaplıyor. Sonra dev bir kapı önünde muhteşem koreografileri ve bence balenin en başarılı kostümleri ile balet ve balerinler rol alıyor...Her şey nefisti...Gerçekten kendimi bir masalın içinde hissettim. Keşke fotoğrafını bulup buraya koyabilseydim. En azından detaylı anlatarak bu anı kalıcı kılmak istedim.



Kadro içinde en çok Lord James' in yardımcısı rolündeki Kadir Okurer' i beğendim. Vücut dilini en iyi kullanan oydu bence. Tamam şimdi bir sürü başrol varken dediğim abes gelebilir. Onlar zaten başroller ve gereken ilgiyi alıyorlar. Ama Lord James' in yardımcı biraz geri planda kalıyordu. Yine de balenin sonunda Kadir Okurer' in hatrı sayılır bir alkış alması, benim gibi düşünen birçok insan olduğunu gösterdi :)

Sıkılır mıyım acaba demiştim ama ben sevdim bu bale işini. Bundan sonra gitmeye çalışacağım... :)))

Çok daha fazla fotoğraf ve tüm kadro bilgisi için buraya bakabilirsiniz...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu