Ana içeriğe atla

Kutudan Patti Smith Çıktı...:)


İş arkadaşım tam bir Momiji hastası. Aslında hasta olunmayacak gibi de değil. Hepsi çok şekerler. Sadece kendileri de değil, ambalajı, kutusu, hepsi pek bir güzel. Biz de bu kutuları değerlendirelim dedik ve kalem kutusu yapmaya karar verdik. Malum şu aralar gündem kutudan geçilmiyor... :)


Benim şansıma Queenie kutusu düştü. Kalemlerimi bir güzel yerleştirdim, koydum masama. Sonra öğrendim ki, her kutunun üstünde o momijinin özellikleri yazıyormuş. Hemen benimkine baktım. " I like custard & Patti Smith" yazıyordu. Hadi kremayı anladık da bu Patti Smith kim? Sonunda öğrendim ve şimdiye kadar bir şeyi yanlış bildiğimi, daha doğrusu eksik bildiğimi farkettim. Evet evet bu küçük kutu bana resmen "bilgi" verdi. Kiminin kutusundan tomar tomar para çıkar, benimkinden de bilgi çıktı işte. Haa ben gayet memnunum o ayrı. Para sayma makinem de yok. Uğraşamam o kadar parayla :)))



Gelelim Patti Smith'e;

Şu meşhur şarkıyı hepiniz bilirsiniz, "Because the Night". 90' ların başında, tekno çağında az mı zıpladık bu şarkı ile. Ve ben bu şarkıyı o dönem için yeni sanıyordum. Ve sadece bu versiyonunu biliyordum. 


Meğerse işin aslı farklıymış. Because the night, Patti Smith tarafından 1970' lerin sonunda ilk kez söylenmiş, ve bu şarkı Patti Smith' in üne kavuşmasını sağlamış. Yani Patti Smith bildiğin ünlü bir müzisyenmiş ve Punk müziğin vaftiz anası olarak anılıyormuş. Ben bunu  2014'e girerken öğrendim. Olsun bilmemek değil, öğrenmemek demişler... :)) Şu küçücük kutunun yaptığına da bak sen...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu