Ana içeriğe atla

Merhaba...


Ajandalarınız hazır mı?, yeni yılın ilk günlerine işler yazmaya başladınız mı? 
Her defasında inanması zor geliyor ama bir yılı daha geride bıraktık. Yarın yepyeni bir yıla, yeni umutlara, kararlara merhaba diyeceğiz...

Bu gece için hepimizin farklı farklı planları var. Kimimizin plan yapma şansı bile yok belki de, çalışıyor. Kimimiz dışarıda zar zor bulabildiği yerde canlı müzik eşliğinde girecek yeni yıla, kimimiz bir Türkiye klasiği olan PTT ile. Sokaklarda, sevdiğimize sarılarak belki de, ya da telefonda onun sesini duyarak. Patlamış mısırlı, meyveli sofralar olacak bir yerde. Başka bir yerde envai çeşit mezeler donatılacak belki. Kimimiz içkisini içecek, kimimiz duasını edecek. Ne olursa olsun herkesin gözünde bir parıltı var ve ben bu ortak noktayı çok seviyorum. 



Dün akşam ben de ilk kez yılbaşı kurabiyesi yaptım. Zencefilli, pekmezli, tarçınlı. Bu yıl evim o kurabiye kokusu ile dolsun istedim...:) Başardım da. Marketlerde bazı süsleri bulamadığım için tamamen atmasyon süslerle süsledim. Bonibonlar, pasta süsleri falan :))) 



Ofisimizde iki kişilik sade bir kutlama bile yaptık. Hediyelerimizi çam ağacının altına bile koyduk yani, o derece:) İkimizin de hediyesi kitaptı. Ne mutlu bize. Kitaptan güzel hediye düşünemiyorum. Hele hele söz konusu sizin kütüphanenizde bulundurmak istediğiniz bir kitap olunca, kıymeti daha da artıyor. 

Acısı ile tatlısı ile geride bıraktık bu yılı. Yeni yıl sağlıklı, mutlu, huzurlu günler getirsin bize. Yüreğinizdeki kuş her zaman pır pır etsin...Mutlu yıllar... :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu