Ana içeriğe atla

Chicago #4


Biraz günlük hayatını, biraz binalarını biraz da önemli yerlerini anlatmaya çalıştım Chicago'nun. Peki ya geceleri ??

Oradayken üç gece aktivitemiz oldu. İlk olarak bir NBA maçına gittik. Chicago Bulls - Philadelphia maçına. Gerçekten de sadece bir spor karşılaşması değil, aynı zamanda bir şov işiymiş bu NBA. Amigo kızların dans gösterileri, maskotların şovları, amatör yarışmalar, yukarıdan paraşütle inen tişörtler, kameraya takılan neşeli insan manzaraları çok güzel ve eğlenceliydi. Hatta rakip takım iki serbest atış kaçırırsa herkese hot dog anonsu bile yapıldı ki rakip takım serbest atışı kaçırdı. O an kalabalığı görmeliydiniz, çok zevkliydi. Tabii promosyon 48 saatmiş. Biz hot dogları kaçırdık ama işin sırrı eğlenmekti zaten. Yaklaşık 20 sayı fark yemesine rağmen insanlar inanılmaz eğlendi.  Bizde olsa skoru sıkıntı yapıp günü kendimize zehir etmiştik. Kafa olarak değiştirmemiz gereken çok şey var.... Yerimiz arka sıralardaydı haliyle ama salonun ilginç tasarımı nedeniyle maç çok rahat izlendi...




Chicago'nun Caz barları meşhurmuş. Kime sorsak bize Green Mill dedi. Biz de oraya gittik. Ama şansımıza o akşam yani Çarşamba akşamı Latin Caz gecesi vardı. Alfonso Ponticelli & Swing Gitan grubu çalıyordu. Bizim beklentimiz şişman ve zenci bir kadının nefis sesinden tipik caz dinlemekti. Çok farklı çıktı ama müzik çok iyidi. Çok eğlendik. Oraya giderken haftalık programı kontrol etmek gerekiyormuş. 








Son gece de Blues dinlemek için Halsted'e gittik. Halsted çok güzel restoranların ve kafelerin olduğu, bir bulvarmış. Son gece keşfettiğimiz için bir yandan üzüldük bir yandan da iyi ki keşfetmişiz diyerek sevindik. Orada Pasta Palazzo'da hayatımın en güzel makarnasını yedim. Küçük ve kalabalık bir dükkan. Yemeği hemen yanında yapıyorlar ama bu kadar mı güzel olur... Kesinlikle tavsiyem. Chicago'ya yolunuz düşerse oraya gidin. 


Makarnadan sonra da B.L.U.E.S'a gittik. Tam bizim beklediğimiz gibi eski, izbe ama eğlenceli olduğu belli küçük bir bar aslında B.L.U.E.S. O gece Jamiah Rogers çalıyordu. Çocuk efsane... Çocuk diyorum gencecik bir tip ama bir gitar böyle mi güzel çalınır ya... Çok güzeldi. Çok eğlendik. Bir ara ağzı ile gitar çaldı. Videolarını çekmekten fotoğrafını çekmemişim. Ama kendi çapında meşhur biriymiş zaten. Bulursunuz...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu