Ana içeriğe atla

Münih...



The New Town Hall - Marienplatz
Pin It

Bundan 4 yıl önce, sadece bir haftalığına bulunmuştum bu şehirde. Kongre için gittiğimizden pek gezemedik. Şimdiki alışkanlıklarım o zamanlar olsaymış (bol bol fotoğraf çek, not al, blogda paylaş vs.), bu post çok uzun olabilirmiş. Ama ben ne yaptım? Bir kaç resim çektim sadece. Bugün bilgisayarda temizlik yaparken bir yandan "evlerinin önü boyalı direk" türküsünü söylerken :p bir yandan da dosyalar sayesinde geçmişe gittim. Eee tabi o gezinin kıymetini bilemediğimden hafızamı biraz zorlamam gerekti.

Ne kaldı aklımda o şehirden diye düşündüm. Güzel binaları, bisiklet parkları, alçak kaldırımları, abur cubur manyaklığı, kahvaltıdaki yoğurt çeşitleri, gri renk ve tabi ki metro sistemi. En çok da metrosuna bayılmıştım. Münih Metrosu ile Ankara Metrosunu karşılaştırırsam, yaşadığım şehri fena rencide edeceğim :) Ahh bee ne güzel resimler çıkardı o metrodan. Neyse inşallah bir dahaki sefere diyelim. Hoş ömrü hayatımda iki kere yurt dışına gidebildim. Diğeri İsrail idi. Orada, işin içine Kudüs girdiği için çok daha fazla resim çekmişim. Bir ara onları da burada paylaşacağım. Bir daha gider miyim yurt dışına bilemiyorum. Ama gidersem çok daha güzel veriler toplayacağım...:)

Kim bilir neresi. Sadece bina hoşuma gittiği için çekmiş olabilirim :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu