Ana içeriğe atla

Yılın Son Postu :)



Bu akşam yolcudur Abbas, bağlasan durmaz...
Dün akşam arkadaşımla ufak çapta bir kutlama bile yaptık. Yeni yıla çok yakıştı. Singer teknik servis arama ile başlayan gecemiz, When Harry Met Sally ile son buldu. Araya da mantarlı omlet, şarap, Kinder ve güzel hediyeleri sıkıştırdık.



Şarabın yanında Kinder yumurta yemek ne kadar mantıklı tam kestiremedim. İnsanlar estetik peynir tabakları yaparken, bizim dün geceki halimiz buydu işte. Sadece bununla da kalmadık, içinden çıkan maket arabaları, uçağı yapıp oynadık bile. Ama suç bende. O Singer Teknik Servisini farketseydim, yemek yapma konusunda bu kadar gecikmeyecektik. Dolayısı ile aç karna içilen bir kaç yudum şarap bile böyle oyuncaklarla oynatıyor :)


Hediyelerimden bir tanesi bu çaydanlık. Bir tanesi de yukarıdaki tabak. Bayıldım, bayıldım. Bir de çanta var ki, onun için bu akşam  özenli bir bavul hazırlamam gerekecek. Derim zaten hep, hediyenin de hayırlısı :)


"ben senin hava 22 dereceyken üşümeni seviyorum. bir buçuk saatte anca bir sandviç sipariş etmeni seviyorum. bana deliymişim gibi bakarken iki kaşının arasının kırışmasını seviyorum. günümü seninle geçirdikten sonra kıyafetlerimde hâlâ senin kokunu duyabilmeyi seviyorum. ve gece uyumadan önce konuştuğum son kişinin sen olmasını seviyorum. bunun sebebi ne yalnızlığım ne de yılbaşı gecesinde olmamız. bu gece buraya geldim çünkü bir insan, hayatınn geri kalanını biriyle geçirmek istediğini anladığı vakit, hayatının kalanının bir an evvel başlamasını ister."

Umarım benim de hayatımın geri kalanı bir an evvel başlar. Yeni yıldan bunu diliyorum...


Postun başında da dediğim gibi...Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz...




Yorumlar

  1. Çok çok çok keyifli bir akşam oldu bence... Her şeyiyle olması gerektiği gibi ve süper seçimlerin yapıldığı bir akşam... Dilerim yeni yıl da aynı şekilde devam etsin, bu güzel dilekler gerçekleşsin ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayende çok keyifli oldu :) Umarım senin de tüm dileklerin gerçekleşir...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu