Ana içeriğe atla

Modigliani...


Dün akşam gözlerimden yaşlar gelmesine neden oldu bu ressamın hikayesi. Picasso döneminin İtalyan ressamı. Picasso ile tatlı sert rekabeti, Jeanne ile imkansız aşkı, eğlenceyi kariyere tercih ettiği günler ve ölümsüzlük....Amedeo Modigliani. 

Neden acaba bugünün çok kıymetli adamlarının zamanında değeri bilinmemiş. Neden acaba istisnasız tüm yetenekler, bu yeteneklerini heba eden hayatlar sürmüş de yıllar sonra anlaşılmış değerleri. Neden acaba artık böyle insanlar gelmiyor...Yoksa bugünün kıymetini bilmediğimiz isimleri, geleceğin Modiglianileri mi ? Neden acaba bir olaydan, içindeyken değil de dışarıdan izlediğimiz zaman etkileniyoruz ? Aksi olması gerekirken hem de... Tarih, her andan mı ibaret yoksa?...Ya da içinde bulunduğumuz tarihi anları ne kadar idrak edebiliyoruz?...Nereden nereye geldim değil mi? Öyle etkiledi bu film işte beni...

Andy Garcia çok yakışmış bu role...

Modigliani, Picasso ve Andre Salmon




Yorumlar

  1. Bazı insanlar gerçekten özel.Sezgileri daha güçlü,yetenekli ve bizler nedense farklı olan şeyleri ilk başta hep yadırgarız ama sonradan yapmakta isteriz.Garip değil mi insanoğlu.:))

    YanıtlaSil
  2. uzun yıllardır böyle film izlemedim..ben bile duygulandım yani :)) resim yapasım geldi..youtube tan oyalama beni parçasını izleyin ajda pekkanın, filmden kesitler sunuyor, ben orda buldum filmi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile izlemiştim ben filmi. Ajda Pekkan'ın klibinden haberim yoktu. Ama merak ettim şimdi :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu