Ana içeriğe atla

Ankara ve Kar...

Biz romantikler için kar, battaniye, romantik komedi ve sıcak çikolata eşliğinde camdan izlenecek bir eğlence idi. Bu seneye kadar... "8 mart 2011 Ankara Kar Felaketi" ' ni yaşamış olmamız bile bu seneye şaşırmamıza engel olamadı. Çok yağdı, çok çok yağdı bu sene. Bir kere erken çıkmamıza, bir kere ofiste kalmamıza, dün 3 saatimizi yolda geçirmemize, bugün de tatil yapmamıza neden oldu. Tatil bile eğlendirmedi açıkçası çünkü yarın ne olacak diye kara kara düşünmeye başladık. Zira dünden beri aralıksız yağan kar anca şu saatlerde biraz yavaşladı. Hava durumu siteleri bir saat içinde yine başlayacağını söylüyor. Yarın işe gidip gidemeyeceğimiz ise ancak yarın belli olacak. Umarım kararı yola çıkmadan verebileceğimiz bir durum olur. Çünkü yollar böyle zamanlarda gerçekten çekilmiyor. 12 yıldan fazladır Ankara' dayım. İlk kez karın "sefa" sı yerine "cefa" sını çektim. Ve şimdi doğudaki insanları daha iyi anlıyorum. Onların neredeyse yaşam şekli olmuş bir durumu biz bir kaç gün üstüste yaşayınca mızmızlanıyoruz. Oysa bu durum tercihe bağlı değil ve yine, yeni, yeniden anladım ki  doğayı hiçbir şekilde yenemiyoruz...


Pin It




Pin It






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu