Tatilimin büyük bir kısmı ağaçların içinde geçti. Kendi bahçemiz de dahil, her apartmanın bahçesinde meyve veren ağaçlar mevcut. Çeşit çeşit... "İşi gücü bırakıp geri mi dönsem acaba" diye geçirdim çok kez içimden. İnsan büyüdükçe böyle şeylerin kıymetini daha çok biliyor. Eskiden aileden uzak, gece barlara akılan, tekno ve lazer ışıkları ile yorulmayı cazip bulan bünyeler, bir yaştan sonra sadece sakinlik istiyor. Sanırım bunu herkes yaşıyor. Şu an kendimi bir film karakteri gibi hissediyorum. Hani vardı ya, "A Good Year" daki Max karakteri. Onca kapris, ego ve takıntıdan, üzüm bağları sayesinde kurtulan adam. Klişe ama şekilci bir şey değil bu. Huzuru böyle şeylerde bulmayı bizzat tecrübe ettim bu tatilimde. Sakin bir kasaba, güzel bir hava, yeşiller, deniz, nehir, dalında meyveler. Toprağı verimli, suyu bol. Bir şeyleri üretmek adına yorulmak, en iyi dinlenme şekli olabiliyormuş meğer. Zira 40 kg domates temizliğinden sağ çıktım ve...