Özzel Efekt...

Pilavoğlu Han, kalenin hemen altında, Rahmi Koç Müzesi'nin tam karşısında, orta büyüklükte bir han. Tıpkı Pirinç Han gibi, ortaya açılan bir avlusu ve üç kattan oluşan odalar kısmı var. Ve yine tıpkı Pirinç Han gibi, ortasındaki avlu artık kafe ve odalar da daha çok el sanatları yapan minik atölyeler. İki yıldır sürekli önünden geçip henüz keşfetmemiz de komik oldu birazcık :)

Ulus eskiden ticaretin merkeziymiş, bu hanların sık olduğu yerlerde koyun meydanları varmış mesela. Kalenin tam önü At meydanı olarak bilinirmiş. Eee tüccarlar, yolcular da böylesi merkezi yerlerde kalırlarmış. O nedenle çok fazla han vardır birbirine yakın. Rahmi Koç zamanında büyük olanları çok güzel restore ettirip müzelerini açmıştı (Çukur Han, Çengel Han, Safran Han...). Ama kenarda köşede kalmış küçükleri de var bu hanların. Çoğunun ortasında kafeler, odalarında da küçük dükkanlar, atölyeler var (Pirinç Han, Pilavoğlu Han..). Ama Bala Han pek öyle değil. Yanında bir otel, altında da bir dükkan, üst katında da bir kafe görebildik. Ama kayıtlarda dursun, eskiden burası bir hanmış :) 

Sergi sergi geziyoruz. Durduramıyoruz kendimizi efendim... Son sergilerden biri seramik Çağdaş Sanatlar Merkezi' ndeki 4+1 sergi si idi ve ben Esma Burcu Sereli' nin eserlerini çok beğendim.

Ursula okuyorum şu aralar.  İnanılmaz zevk veriyor bana kitapları. Çabucacık da bitiyor. Bu kadına sadece Bilim-Kurgu yazarı demek haksızlık kesinlikle...

Ankara'nın en köklü pastanelerinden birisi Flamingo. Ama bizi cezbeden başka bir noktası var. Glutensiz menüleriyle adeta evimiz gibi oldu. Seviyoruz...

Geçtiğimiz hafta içi iş için günübirlik İstanbul'a gittik. Yine trafiğinden nefret ettik, yine boğazda nefes aldık. Zor valla İstanbulluların işi. Çok güzel ama bir o kadar da zor yaşamak orada... Gittiğimiz gün sabahı yağmurlu, öğleden sonrası güneşli idi. Bir kerede iki farklı İstanbul görmüş olduk. 

Evimiz böyle bir yere yakın olunca sık sık gidiyoruz haliyle. Son gidişimizde yakın çekim ve ağaç kabuklarına yoğunlaştım :)

Yolda karşıma çıkana bak...

Geçenlerde Tunalı'da gezerken Kavaklıdere Sineması'nın önünden geçtik. Bir zamanların en meşhur sinemalarından olan Kavaklıdere Sineması, şimdilerde resmen kaderine terkedilmiş. Yan dükkanlar tarafından depo olarak kullanılıyor. Üzücü... Keşke restore edilebilse en azından özel gösterimler olsa...

Yeni bir sanat galerisi açılmış Ankara'da. Kova Art Space . Nasıl bir yer görmek istedik. Şansımıza Uzay Çöpü 'nün sergisi varmış.  Kova Art Space, gri ve eski temalı nispeten  küçük bir galeri. Tabii daha yeni olduğu için yaşanmışlık eksik. Zamanla yerine oturacaktır. Uzay Çöpü ise muazzam bir yetenek. Fazla söze gerek yok.