Özzel Efekt...

Bir yılbaşı süreci başladı da bitmek üzere. Ben bu yazıyı yazarken yeni bir yıla girmemize 32 dakika vardı. Sevdiceğim her yılbaşı yaptığı gibi zamanı protesto ederek erkenden yattı. Ben de bir yandan Youtube'dan bir şeyler izlerken bir yandan da çektiğim yüzlerce yılbaşı temalı fotoğrafı bu post için ayıklamaya çalışıyorum. Böyle giriyorum işte 2025'e.  Bu yıl da Ankara' da sevdiğim belli başlı yerlerde ışıklar aradım yılbaşı moduna girmek için. Kızılay ve Kuğulu Park bu yerlerin başında geliyordu. Sadece özel alanlar da değil güzelce süslenmiş dükkanlar da beni mutlu ediyor. Bu sene bir de Ankara Kalesi' ne çıktık ve orada da çok güzel temalar yakaladım. Mutlu oldum resmen. Büyükşehir Belediyesine de ayrıca şükranlarımı sunuyorum çünkü bu sene bir de Kızılay' ın göbeğine kocaman bir ağaç koymuşlar. Nefis olmuş. Daha önceki yıllardan bunu hatırlamıyorum. Seneye daha cıvıl cıvıl olsun umarım her yer. İnsanlar zaten mutluluğu çok küçük şeylerde arıyor artık. Öyle büy...

Evimdeki yılbaşı ağacının süslerini ben yapıyorum. Keçeden farklı farklı şeyler bulmaya çalışıyorum. 2025 için de nedendir bilmem ama Penguen olsun dedik. Ağacımız git gide zenginleşiyor...

Dün akşam başladık biz yeni yılı kutlamaya ve nefis bir yeni yıl konserine gittik. Ankara Devlet Opera ve Balesi' nin orkestrası ve solistleri bizlere çok güzel bir gece yaşattı. Eğlenceli uvertürler, nefis performanslar ve tiyatral düetlerle çok güzel bir gece yaşadık. Zaten ben bir haftadır yeni yıl moduna girmeye başlamıştım. Nerede ışık görsem mutlu olan bir tiptim. Bu konser tamamen beni yılbaşı moduna soktu ve bir nevi erken kutlamaya başladık yeni yılı. Keşke sayıca çok yapsalar bu konserleri de hepimiz izleyebilsek. Ancak sergiledikleri performanslar öyle her gün yapılabilecek gibi değil. Onları da anlıyorum. Seneye de bilet kovalayacağız bakalım... Bu linkten konser programına ulaşabilirsiniz.

 Senin için zararlı diyorlar dediğimde, fincanımın  tepkisi... 

Bu kitabı, en sevdiğim bilimkurgu filmi olan "Blade Runner" 'ın ilham kaynağı olduğu için çok okumak istiyordum. Okudukça anladım ki Philip K. Dick inanılmaz bir kitap yazmış. Yani Blade Runner filmi kitabın onda biri bile değil. Bir dünya, hem de henüz yaşamadığın bir dünya nasıl böyle güzel betimlenir ? Nasıl tam bir bütünlük içinde anlatılır ? Nasıl her sayfasına bir yenilik eklenir ?... 100 yıl sonrasını nasıl hayal ettin, nasıl tasarladın, nasıl öyküleştirdin de böyle karakterler oluşturdun be adam... Bilimkurgu kitapları bir süre öncesine kadar edebi sayılmazdı. Klasikler yanında var olamazdı ama başta İthaki yayınları' nın Bilimkurgu Klasikleri Serisi olmak üzere bir çok yayınevi ciddi emek ve düzgün çevirilerle bu imajı yıkmaya başladı. Aşağıdaki cümleyi içeren bir kitap benim için klasiktir.... "Nereye gidersen git, yanlış yapman gerekecek. Bu hayatın temel şartı, kendi kimliğine aykırı davranmak zorunda kalmak. Bir noktada, her canlının bunu yapması g...

Omaha' da inanılmaz bir müze gezdik. Neden inanılmaz çünkü Joslyn Sanat Müzesi tamamen ücretsiz. Ücret ödemeyince beklentimiz çağdaş sanatlar olacağı yönündeydi ama bizi Monet' ler, Rubens' ler karşıladı. İnanamadık. Çok güzel ve çok dolu bir müzeydi. Nefis eserler gördük, sakindi ve uzun uzun inceleyebildik. Bu post ile Amerika günlerimi bitiriyorum. Nice ülkeler, nice kültürler ve nice müzeler dileğiyle... Jun Kaneko - Heades    Eugène Delacroix - The Entombment (After Peter Paul Rubens)- 1836 Georges Rochegrosse - Salome Dancing Before King Herod - 1887 Gustave Courbet - ?? Eserin adını almayı unutmuşum :( Jean Georges Vibert - Napoleon and Son - ?? Jules Breton - The Weeders - 1868 Claude Monet - Small Country Farm in Bordighera - 1884  Camille Pissarro - Haymakers, Evening, Eragny - 1893 Rembrandt van Rijn - Portrait of the Dyke Reeve Dirck van Os - 1658 Pierre-Auguste Renoir - Piano Lesson - 1889 Peter Paul Rubens - Decius Mus Questions the Fortune Tellers Titian -...

Amerika yolculuğumuzun asıl durağı Omaha idi. Çünkü iş için geldiğimiz kongre Omaha' daydı ancak buraya direkt uçuş olmadığı için Denver' dan düştük yollara ve araba ile geldik ki bu yolculuk kısmı da çok eğlenceli idi benim için. Daha küçük bir şehir olmasına rağmen Omaha' yı Denver' dan daha çok sevdik. Daha güzel şeyler yedik, daha sıcak bir havası vardı, ortam ve insanlar daha samimiydi. Eğlenceliydi. Kaldığımız ev hem çok iyi bir yerdeydi, hem de ev çok iyidi. Tipik bir Amerikan evi. İki katlı, yapısı itibariyle tüm adımları duyabildiğiniz, kartondan yapılmış gibi ama güzel bir evdi. Bulunduğu mahalle de çok iyidi. Bir sabah yürüyüş yapma fırsatımız oldu. Evden çıkınca hemen bir yürüyüş parkı var. Ayrıca merkeze de çok yakın. Ancak çok fazla sincap vardı. İnsanlara çok alışkınlar ve hiç kaçmıyorlar. Bizdeki kediler gibi. Biz yine de evin kapısını açık bırakamadık her an sincap girebilir diye.  Glütensiz yemek ararken bulduğumuz Good Lookin' nefis bir yerdi. Bi...