Ana içeriğe atla

TDK İş Başında !!!



Bildiğiniz gibi, ara ara Türk Dil Kurumu (TDK), yabancı kelimelere karşılıklar bulur. Biz de bunları ne kadar kullanabiliriz, ne kadar sürede uyum sağlarız gibi konuları konuşacağımıza espriler yaparak, işi gırgıra vurarak alay eder, konuyu kapatır, söz konusu kelimeleri yine yabancı kökenli kullanmaya devam ederiz.

Evet bana da komik geliyor bazan ama kendime hep "Bilgisayar" ifadesini hatırlatıyorum. "Bilgisayar" ilk bakıldığı zaman komik, olması mümkün değil gibi görünüyor ama bir şekilde yerleşti dilimize. Garipsemiyoruz..O nedenle bence TDK'ya yüklenmek yerine azıcık bakış açımızı genişletelim. Yeniliğe hazır olalım. Milletimizin enterasan bir yapısı var zaten. Bazı kurumları işlerini yapmadığı için eleştiririz, bazılarını da işlerini yaptığı için :)

İşte size son yapılan TDK çalışmalarından örnekler...

Amblem - belirtke
Anchorman - ana haber sun.
Aspiratör - emmeç
Banliyö - yörekent
Bypass - köprüleme
Billboard - duyurumluk
Çip - yonga
Dart - oklama
Duayen - aksakal
Ekspres - özel ulak
Eküri - ahırdaş
Gurme - tatbilir
Happy hour - indirim saatleri
Kapora - güvenmelik
Klip - görümsetme
Light - yeğni
Lot - tutam
Metroseksüel - bakımlı erkek
Migren - yarım baş ağrısı
Navigasyon - yolbul
Ordövr - yemekaltı
Panik - ürkü
Pime time - altın saatler
Raket - vuraç
Reenkarnasyon - ruh göçü
Self servis - seçal
Sürpriz - şaşırtı
Terör - yıldırı
Tirbuşon - burgu
Tribün - sekilik
Türbülans - burgaç
Ultrason - yansılanım
Voleybol - uçan top
Zapping - geçgeç

Kaynak : Hürriyet




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu