Gerçek Dediğin Nedir ki?

Hafta sonum kendi adıma hayli verimli geçti.
Cumartesi yağmurlu bir Ankara'ya yakışanı yaptık ve sinemaya gittik :) Son zamanlarda Joaquin Phoenix'ın performansı nedeniyle çok konuşulan ve benim çok merak ettiğim "Her" filmini izledik. "Adam bilgisayarla aşk yaşıyor yahu" yüzeyselliğini bir kenara bırakırsak; İnsan için önemli olan ne? Mutluluğun şartı ne? Anormal olan yanlış mıdır? Gerçek olan ne? gibi soruları kendinize sormanıza sebep olan bir film Her. Çok beğendim. Özellikle görüntüleri ve başrol oyuncusunun giyim tarzını :)
Pazar gününü ise evimle ilgilenerek geçirdim. Ne zamandır aklımda olan bir kaç işi bitirdim. Mesela çiçeklerimin saksılarını değiştirdim, bazılarının topraklarını yeniledim. Tarihi geçmiş sümbül bile ektim... :) (Evinizde denemeyin...).

Sonra mutfağa girdim. Yine uzun zamandır sayıkladığım vişneli kekimi yaptım. Yanına mücver ve körili tavuğu da ekledim. Saatlerce mutfakta uğraşmak acayip iyi geldi. Bu arada amerikan servisi örme projemi de hızlandırdım :)
Araya bir de bilim-kurgu sıkıştırdım ve yine uzun zamandır erteleyip durduğum bilim-kurgunun en önemli filmlerinden sayılan "Close Encounters of the Third Kind" filmini izledim. Filmin 35 yıl önce çekildiğine inanamadım. Bilim-kurgu filmlerini seviyorum gerçekten. İnsanların geleceği hayal etmesi, kağıda dökmesi ve belki de bu sayede geleceğe şekil vermesi bana çok yaratıcı geliyor.

Bak şimdi bu yazıyı yazarken farkettim de ne çok şeyi ertelemişim. Hafta sonu bir kaç tanesini yaptım ama hali hazırda ertelediğim onlarca şey var. Ertelememek lazım... En azından mümkün olduğunca...
Yorumlar
Yorum Gönder