2017' ye Girerken...


Bu yılbaşını da ailemin yanında geçirdim. Antalya sıcaktır diye umduk ama çoğunlukla yağmurlu bir hava vardı. Olsun, evde sevdiklerimizle zaman geçirmek de güzeldi. Güneşi gördüğüm zamanlar da hemen su kenarına attım kendimi :)

Eveeett, aldık bavulumuzu, düştük yollara. Yolculuk başlıyor. 
Yeni yıla yeni kitapla girme klişesi de tamamdır. 


Varır varmaz, beni suya götürün, deniz, ırmak farketmez krizlerine girdim. 


 Havanın güzel olduğu her anı değerlendirdim. 


 Kafamı sağa çevirsem turunç, sola çevirsem limon, önüme baksam portakal...


 Daha çok su, daha çok su...


 Hawaii'de tatil yapıyormuşum gibi çek panpa.


 Aramızda hala yapraklarını dökmeyen ağaçlar var. Cık, cık, cık.


 Ben yukarıdaki gibi bir havadayken, Ankara'da evimin önü böyleymiş...


 Soba üzeri kestane klişesi - tamamdır. Tombala da oynadık da 
oyun çok mücadele içeriyordu. Fotoğraf çekemedim. 


 Yağmur'un böyle de güzel bir yönü var. 


 Arkadaşımla termosa çay doldurup deniz kenarında aldık soluğu. 
Muhabbet, dedikodu, dalga sesleri, bulutlar ve tabii ki denizzzzz..... muhteşemdi. 


 Daha çok deniz..


 Bu açı da bir Özlem klişesi...


 İskelesiz olmaz...


 Gölgelerin gücü adınaaaa.....


 Kıyıda yürürken bir yengeç kabuğu buldum. 
Çok güzeldi ama Ankara'ya getirene kadar kırıldı :/


 Tamam dönüyoruz artık, bırak fotoğraf çekmeyi. 


 Bu son, bu son....


Tatil bittiiiiii, dönüyoruz artık. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Sid' in İntikamı...