Ana içeriğe atla

Tam Bir Yıl Sonra

En son 2020 Mart ayının ilk haftası gitmiştim Antalya'ya. Evime, Aileme... Pandemi nedeniyle tam bir yıldır gitmiyordum. O kadar özlemiştim ki artık, çift maske ile saatlerce yolculuğu göze alıp gittim geçen hafta. Öncesinde ve sonrasında test yaptırıp, birkaç gün karantinada kalmayı da ihmal etmedim tabii. Neyse sorunsuz atlattım. 

Ailemi ayrı, yeğenlerimi ayrı, havasını ayrı, denizi ayrı özlemişim. İlaç gibi geldi. Ama yetti mi yetmedi tabii. İnsanlara yakın olmayı, sarılmayı özlemişim resmen. O çocuklar bana kaygısızca sarılıp öptükçe çekinmelerimden utandım resmen. O havada ayaklarımı kuma gömerek korkularımı defettim. Kendimi "hasta olmamayı başardım bu vakte kadar" diye tebrik ederken, farkında olmadığım bir hastalığım olmuş adeta. Titiz, hafif paranoyak ve insanlardan uzak olmuşum meğer. Sevdiklerine sarılarak ipin ucundan döndüm resmen. 

3 aydır buraya da bir şeyler yazmadım. Yazacak şeyler azaldı evet. Ama bitmedi ya... :)






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu