Ana içeriğe atla

Monte Cristo Kontu


Daha önce filmini izlemiştim bu muhteşem eserin. Kitabını okumayı hep ertelemiş, hep doğru zamanı beklemiştim. Kitabın tabii ki daha derin olmasını bekliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. 2 cilt, 1500 sayfa. Hani bu bir intikam hikayesi ya. Hani intikam soğuk yenen bir yemek ya. İşte Edmond Dantes yemeği sadece soğutmamış bildiğin senelik porsiyonlara bölüp dondurucuya koymuş. Muhteşem bir kurgu, muhteşem karakter derinlikleri ve muhteşem betimlemeler... Yani kitap o kadar dolu ki rahat içinden 10 kitap çıkabilirmiş. Sabırla böyle bir eseri bize kazandıran üstad Alexandre Dumas' nın önünde saygı ile eğiliyorum. Acaba yazarken hayal etmiş midir, Dünya Edebiyatı'nın en iyi kitaplarından birini yazdığını... Ve bir kere daha anlıyorum ki klasiklerin klasik olmasının haklı sebepleri var. Bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. Ömrüm yeterse belki 15-20 sene sonra yeni bir bilinçle tekrar okuyacağım. Değer...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu