Ana içeriğe atla

Soul Stuff....



Hafta sonum hareketli ve eğlenceli geçti. Konser, laleler ve piknik... Bu havalara da bu yakışırdı zaten. Soul Stuff konserinden başlayalım. 

Arkadaşım üç yıldır bahsetmekteydi bu gruptan. Kısmet bu cumaya imiş. Hayal Kahvesi' ndeki ilk konserime de gitmiş oldum. Genelde soul müzik ve rock' n roll çalan bir grup Soul Stuff. Bilindik şarkıları kendi yorumları ile söylüyorlar. Genel olarak da bireysel performans olarak da çok iyiler. 


Tabii bizce gecenin yıldızı solistleri Alper Cengiz di. Adam elvis saçları, işlemeli gömlekleri, barış manço vari el hareketleri ve ingilizcesi ile büyüledi bizi. Öyle ki  Türkçe olarak "Sağolun, çok teşekkürler" den başka cümle kurmadı. Karikatürize bir tipti ama performansı ile bizden takdiri aldı. Adam üç saate yakın şarkı söyledi. Üstelik sesi zorlayan türden şarkılar. Bana mısın demedi. Normalden bir saat geç çıktıkları için biz konserin sonuna kadar kalmadık ama çok çok eğlendik. Bir ara sanırım zombi dansı bile yaptım :)))







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu